18 Mayıs 2013 Cumartesi

MEHMET KORKMAZ YAZDI:TÜRK MÜZECİLİĞİ VE DENİZLİ...

MEHMET KORKMAZ YAZDI:TÜRK MÜZECİLİĞİ VE DENİZLİ...

Denizli Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Korkmaz; 18 Mayıs Müzeler Günü'nde Türkiye'de Müzeciliğin 100 yıllık tarihi, günümüz müzeciliği ve Denizli müzelerinin potansiyeli ve projelerini aktarıyor.18 Mayıs 2013 Cumartesi - http://www.turizmhaberleri.com/haberayrinti.asp?ID=25409
MEHMET KORKMAZ DENİZLİ KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRÜ

18 MAYIS MÜZELER GÜNÜ...


Müzeler, geçmişi bugünle ve gelecekle birbirine bağlayan, uygarlığın belge ve kanıtı olan kültürel mirasın sergilendiği ve geçmişi öğrenerek bugünü anlamamıza yardımcı olan yerlerdir. Müzeler yalnız günümüzden yüzlerce yıl önceki kültür varlıklarının sergilendiği yerler değil, aynı zamanda etnografya, fen, doğa ve folklor müzelerinde yakın geçmişin sanat ve zeka ürünlerinin ortaya konduğu yerlerdir.

Müzeler, bir ulusun kimliği olmanın yanında uygarlıkların düşüncelerinin, inançlarının, davranışlarının, yaşam tarzlarının ortaya çıkarıldığı ve bu mirasın geleceğe taşındığı mekanlardır. Geleceğimizi görebilmemiz için geçmişimizi bilmemiz ve geçmişimizi öğrenebilmemiz için de müzelerimizi ziyaret etmemiz gerekir.



Binlerce yıllık uygarlıkları sinesinde yaşatarak, birbirinden değerli eserlerine sahip olan ülkemizde müzelerimiz adeta birer bilim merkezleridir.

Ülkemiz, dünyada eşine ender düzeyde rastlanılan zengin bir kültür hazinesine sahiptir. Bu hazineyi her türlü tehlikeden korumak ise müzelerimizin birinci ve en önemli görevidir.

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu' nun 5. Maddesine göre; Devlete, kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar ile özel hukuk hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlarda varlığı bilinen veya ileride meydana çıkacak olan korunması gerekli taşınır ve taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları “Devlet malı '' niteliğindedir.

Bu, yasal bir zorunluluk olmasının ötesinde tarihi eserlerimizin talan edilmesinin önüne geçmek için örnek olması gereken bir vatandaşlık görevimizdir.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını bulan, sahip oldukları veya kullandıkları arazide Kültür ve Tabiat Varlığı bulunduğunu bilen veya yeni haberdar olan vatandaşlarımızın, bunu en geç üç gün içinde, kendisine en yakın Müze Müdürlüğüne veya Köyde Muhtara, diğer yerlerde ise Mülki İdare Amirlerine bildirmeleri gerekmektedir.

İhbarı alan Muhtar, Mülki Amir bunların korunması ve güvenlikleri için gerekli tedbirleri alırlar. Muhtar, aynı gün alınan tedbirlerle birlikte durumu en yakın Mülki Amire; Mülki Amir ve diğer makamlar ise on gün içinde, yazı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı' na ve en yakın Müze Müdürlüğüne bildirir. Bakanlık ve Müze Müdürü 2863 sayılı Kanun hükümlerine göre en kısa zamanda gerekli işlemleri yapar.

Tarihi eserlerimizi bir rant kapısı olarak algılayıp onlardan maddi bir çıkar gözetenlere karşı halkımızın duyarlı olması büyük önem arz etmektedir. Bunun için başta kolluk kuvvetlerimiz olmak üzere özellikle çocuklarımıza ve gençlerimize kültürel mirasımızın korunması ve kaçakçılığın önlenmesi yönünde müzelerde yıl içerisinde çok yönlü ve uygulamalı eğitim programları düzenlenmektedir.


Yüzyıldan fazla bir geçmişi olan Türk müzeciliği ilk zamanlar yalnız İstanbul'da ve belirli bir kesime seslenirken sonradan yurt düzeyine yayılmıştır. Uzun bir süre camilerde, medreselerde, yıkık binalarda çeşitli zorluklarla müzecilik faaliyetleri gerçekleşirken, bugün çağdaş batılı müzelerle boy ölçüşecek düzeye erişmiştir. Bunda gelişen turizm sektörünün de payı çok yüksektir.

Yurdumuzda müze çalışmaları 1846 yılında Ahmet Fethi Paşa tarafından başlatılmış, ilk müze İstanbul'da Aya İrini Kilisesi'nde kurulmuştur. Daha sonra Osman Hamdi Bey zamanında yurdun çeşitli bölgelerinde özellikle Nemrut Dağı'nda eski Sayda kentinde yapılan arkeolojik kazılardan çıkan eserler İstanbul'a getirilerek bugünkü İstanbul Arkeoloji Müzesi kurulmuştur. 1924 yılında Topkapı Sarayı, 1928 yılında Etnografya Müzesi, 1934 yılında Ayasofya müze olarak hizmete sunulmuştur.

Günümüzde arkeoloji ve etnoğrafya müzelerinin yanı sıra özel müzelerle de sayıları gün geçtikçe artan Türk müzeciliği, sadece eserlerin sergilendiği depolandığı soğuk mekanlar olmaktan çıkmış, halkın eğitimi için ulusal ve uluslararası konferansların, seminerlerin yapıldığı, çeşitli sosyal ve kültürel faaliyetlerin düzenlediği, sergilerin açıldığı, bilimsel kazı ve yayınların yapıldığı; Ülkemiz tanıtımına katkıda bulunan eğitim ve kültür kurumları haline gelmiştir.

“Bir vatanın sahibi olmanın yolu, o topraklarda yaşamış tarihi olayları bilmek, doğmuş uygarlıkları tanımak, sahip olmaktan geçer. '' ve “Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür; Cumhuriyet, zengin Türk millî kültürünün üzerine kurulmuştur '' diyerek Türk kültürüne verdiği önemi bir kere daha belirtmiş olan Ulu Önder Atatürk, Cumhuriyet'i kurduktan sonra, müzeleri Türk kültürünün maddi varlıklarının korunduğu ve sergilendiği yerler olarak saymıştır. Atatürk 17 yılda, 25 arkeoloji müzesi açtırmıştır. Bugün gelinen noktada Ülkemizde Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı 189 müze ile Bakanlığın denetiminde 173 adet özel müze ve 131 düzenlenmiş örenyeri ziyaret edilebilir aynı zamanda birer eğitim ve bilim kurumu olarak hizmet vermektedir.

Dünya kültür mirasının korunması ve Müzeciliğin tanıtılması amacıyla UNESCO tarafından tüm dünyada 18 Mayıs günü “ Müzeler Günü '' ilan edilmiştir.

Sahip olduğumuz kültürel değerlerin korunması, saklanması ve gelecek kuşaklara aktarılması için yapılması gereken çalışmaları anlatmak, müzelerimizi tanıtarak halkımızın milli kültür ve tarih bilgisini zenginleştirmek, bu değerlere sahip çıkılmasını sağlamak, özellikle gelecek kuşakları ve halkımızı bu konularda aydınlatarak toplumumuzun kültür düzeyini yükseltmek amacıyla kutlanan Müzeler Günü önemli bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.



Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türk Müzeciliğini çağdaş müzecilik anlayışına taşımak ve müzelerin ziyaretçi sayılarını artırmak için sosyal bir proje olan “Müzekart '' uygulaması hayata geçirilmiştir. Müzekart, kültürel mirasımızın halkımıza daha iyi tanıtılması yolunda önemli bir adımdır.

Denizli Hitit, Frigya, Lidya, İonya, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi medeniyetleri sinesinde yaşatarak bu medeniyetlerin bıraktığı canlı izlere sahiptir ve kültür varlıkları bakımından çok zengin olup, UNESCO Dünya Miras Listesinde bulunan Pamukkale'si ve Hierapolis, Laodikya, Collasae ve Tripolis Antik Kentleri ile bir açık hava müzesi görünümündedir.

Denizli'de, 19 adet Antik Kent, 14 adet Örenyeri, 45 adet Höyük, 16 adet Nekropol Alanı, 31 adet Tümülüs Kaya Mezarı ile diğer kültür varlıkları ile toplam 948 adet taşınmaz kültür ve tabiat varlığı bulunmaktadır.

Denizli'de her ikisi de 4 Şubat 1989 yılında açılan, kent merkezinde 1.173 adet etnografik eserin bulunduğu Atatürk ve Etnografya Müzesi; Pamukkale Örenyeri' nde 29.883 adet arkeolojik eserin bulunduğu Pamukkale Hierapolis Arkeoloji Müzesi bulunmaktadır.

Denizli'de, gerçekleştirilen Hierapolis (Pamukkale), Laodikeia, Tripolis, Tabae, Beycesultan ve diğer kazılar sonucunda çıkarılan eserler teşhir edilememekte veya teşhirde yetersiz kalınmaktadır. Bu nedenle hem arkeolojik hem de etnoğrafik eserlerin teşhir edilebileceği sergi ve konferans salonları, laboratuvarı ile birlikte çağdaş normlara uygun depoları bulunan modern bir İl Müzesi' nin İlimize kazandırılması amacıyla Bakanlığımız, Valiliğimiz ve Belediyemiz işbirliğinde çalışmalar hız kazandırılmıştır.

Bu kapsamda, 20.09.2012 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul GÜNAY' ın İlimize teşrifleriyle gerçekleştirilen törende, Bakanlığımız ve Zorlu Holding A.Ş. arasında, 10.000 m2' lik alanda yapılması planlanan “Denizli (Zorlu) Arkeoloji Müzesi '' ile ilgili protokol imzalanmış olup, çalışmalar devam etmektedir.

Müzelerin tarihin arşivi, tarihin laboratuvarı ve kütüphanesi olması nedeniyle, İl Müzesi Projesi' nin gerçekleştirilip hayata geçirilmesi önem arz etmektedir. Bu kapsamda Denizli'nin tarihine sahip çıkılacak ve kültürel değerlerimizin gelecek kuşaklara aktarılmasına katkı sağlayacak olan bu proje sayesinde yılda İlimize gelen 3 milyona yakın yerli ve yabancı turist sayısından en az 500 bininin İl merkezine gelmesi hedeflenmektedir. Böylelikle İl merkezinin turizmden hak ettiği payı alabilmesi yolunda da önemli bir mesafe kat edilmiş olacaktır.

18 Mayıs Müzeler Günü '' nü kutluyor, eserlerin gün yüzüne çıkarılmasında ve tarihe ayna tutulmasında, başta üniversitelerimizin değerli hocaları ve arkeologlar olmak üzere eserlerin korunmasında fedakarca çalışan tüm müze çalışanlarına teşekkür ediyor, sevgi ve saygılar sunuyorum.





http://www.turizmhaberleri.com/haberayrinti.asp?ID=25409 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder