31 Mayıs 2013 Cuma

Denizli Güney Şelalesi Yeniden Hayat Buldu

SNR 6087_400x267

DENİZLİ KAYBOLAN ŞELALESİNE 18 GÜNDE KAVUŞTU……

Denizli'nin Güney ilçesinde, 13.5.2013 tarihinde meydana gelen heyelanla doğal güzelliğini kaybeden Güney Şelalesi, yapılan çalışmalarla 18 günde yeniden eski doğal güzelliğine kavuştu.

01 Haziran 2013 Cumartesi - Turizmhaberleri.com / HABER MERKEZİ

Türkiye'nin 23'üncü doğa harikası olarak tanımlanan Güney Şelalesi'nde 13 Mayıs tarihinde meydana gelen heyelan sonucu Şelale sularının aktığı 20 metre yükseklikteki kayalık gürültüyle çökerken, her yıl binlerce kişinin ziyaret ettiği doğal güzellik, özelliğini kaybetti. Güney'e 3, Denizli'ye 70 kilometre uzaklıkta bulunan ve birinci derece SİT bölgesi olan Güney Şelalesi için heyelanın ardından Denizli Valiliği çalışma başlattı.

Denizli Valiliği, Pamukkale Üniversitesi, İl Özel İdaresi ve Devlet Su İşleri Müdürlüğü yok olan doğal güzellik için bölgede inceleme yaptı. Yapılan incelemelerin ardından şelalenin yan tarafında kayalıkların bulunduğu ve yeni bir şelale oluşturmak için uygun olduğu görüşüne varıldı. Yapılan çalışma ile birlikte 18 gün aradan sonra düzenlenen törenle yeni şelalenin suyu verildi.

Güney Şelalesi'nin yeniden düzenlenmesi için yapılan törene Denizli Valisi Abdülkadir Demir, Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, Denizli Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Tefenlili, İl Genel Meclisi Başkanı Hüseyin Gürlesin, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Adem Oklu, Güney Belediye Başkanı Halit Gürbüz, Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanı Ali Aygören, Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Korkmaz, kamu kurum ve sivil toplum örgütü temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.


“18 GÜN İÇİNDE YENİ BİR ŞELALE, BU DÜNYA REKORU OLSA GEREK ''
Yeniden oluşturulan Güney Şelalesi'nin su verilme töreninde konuşan Denizli Valisi Abdülkadir Demir, 18 gün içinde yeni bir şelale yapmanın sevincini yaşadıklarını söyledi. Vali Demir şu açıklamalarda bulundu:

“Bu dünya rekoru olsa gerek. 13 Mayıs tarihinde Denizli için çok önemli olan Türkiye'nin de önemli anıtsal değerlerinden biri olan Güney Şelalesi maalesef büyük bir heyelanla kayboldu. Hemen bitişiğinde olan baraj gölüne, önünde ne varsa götürdü. Tüm Türkiye bundan büyük üzüntü duydu. Denizli ve Türkiye çok önemli anıtsal bir değeri kaybetmenin üzüntüsünü yaşadı. Biz hemen bu olayın ardından toplantı yaptık. Tüm kurumlar bir araya geldik. Ne yapılabileceğini düşündük. Tabiat Varlıkları Komisyonu buranın doğal Sit alanı olması nedeniyle karar aldı. PAÜ'den 3 profesör burada çalışmalar yaptı'' dedi.

ŞELALENİN BOYU UZADI
Yapılan çalışmaların ardından Güney Şelalesi'nde önemli olanın su olduğunu gördüklerini ifade eden Vali Demir '' Buranın suyu Pamukkale'ye beyazlığını veren suyun özelliklerini taşıyor. Bu incelemeler sonucunda bu suyun tahliye edilmesi gerekiyordu. Suyu başka nereye verebiliriz diye düşündük. Yıkılan Güney Şelalesi'nin 10 metre sağ tarafına bu suyu yönlendirdik. Yukarıda bir savak oluşturuldu. Bu savakla şu an gördüğünüz muhteşem şelale oluştu. Şu andaki şelale daha önceki şelaleden 5 metreden daha yüksek. Şu anki şelalenin boyu 40 metre. Bu iş kısa sürede oldu ve hepimiz el ele vererek şelaleyi kurtardık. Bütün herkesin iyi niyetli çalışmalarıyla Türkiye'de bir rekor kırdık. Denizli ve Türkiye Güney Şelalesine tekrar kavuşmuş oldu '' dedi.

Denizli olarak yine tarihi bir güne şahitlik ettiklerini belirten Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağcı ise “ 580 yıl öncesine dayanan Güney Şelalesi geçtiğimiz günlerdeki talihsiz olayla hepimizi üzdü. Bizde Denizli olarak bir bütün olduk ve 17 gün gibi kısa bir sürede şelaleyi ayağa kaldırdık '' dedi.

Şelalenin eski güzelliğine kavuşturulmasında en çok mutlu olanlardan biri de Güney Belediye Başkanı Halit Gürbüz'dü. Gürbüz “ Güney için bir simge olan şelalemizin tekrar bizlere kazandırılmasında emeği geçen herkese başta valimiz olmak üzere çok teşekkür ederim '' dedi.

Yeni şelale görüntüsü karşısında son derece mutlu olduğunu vurgulayan Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanı Ali Aygören, şelalenin eski görüntüsüne kavuşmasının biraz zor olduğunu, fakat suyun ziyaretçilere açık olacak şekilde tekrar akıtılmasının en kısa zamanda başarılmasının mutluluk verici olduğunu söyledi.

İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Korkmaz, Denizli'nin tek tescilli 1. derece doğal sit alanı olan bir bölgenin tekrar turizme kazandırılmasının önemli ve mutluluk verici bir çalışma olduğunu söyledi. Konuşmaların ardından protokol Güney Şelalesi'nin önünde hatıra fotoğrafı çektirdi.
 
                                                                                                      

30 Mayıs 2013 Perşembe

Çal Kısık Kanyonu

Çal Kısık Kanyonu

Denizli İl Merkezine 60 km Çal ilçesine 7 km mesafede Kumral Mesireliği yakınında bulunan Kısık Kanyonu’nun yüksekliği 80 metre, dik yamaçtaki asma köprülü 650 m uzunluğunda yürüyüş yoluna sahip olup suyun derinliği 1.70 metredir. İçerisi aydınlık ve serin olan kanyon içerisinde Bizans ve Roma dönemine ait antik kaya mezarlar mevcuttur.

Söz konusu Büyük Menderes Vadisi ilginç güzellikler sunmakta olup derin kanyonların bulunduğu Kısık Vadisi eşsiz doğal güzelliği ile dikkat çekmektedir. Büyük Menderesin oluşturduğu bu vadide yer alan kanyon doğa tutkunlarının vazgeçilmez uğrak yeri dir. Kamp-Karavan turizmine son derece elverişli olan bu vadide dağ ve doğa yürüyüşü, trekking ve rafting gibi tüm doğa sporlarını yapmak mümkündür kanyon ocak 2011 yılında turizmin hizmetine açılmıştır.

24 Mayıs 2013 Cuma

21 Mayıs 2013 Salı

PAMUKKALE'NİN UNESCOYA KABULÜNÜN 25.YILI...

HIERAPOLIS PAMUKKALE'NİN UNESCO LİSTESİNE KABULÜNÜN 25.YILI...

Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Korkmaz;Hierapolis Pamukkale' nin UNESCO Dünya Miras Listesi' ne alınmasının 25. yılının çeşitli etkinliklerde gündeme getirileceğini bildirdi.20 Mayıs 2013 Pazartesi - TURIZMHABERLERI.COM/ HABER MERKEZİ

Hierapolis Pamukkale' nin UNESCO Dünya Miras Listesi' ne alınmasının 25.nci yılı nedeniyle Ankara'da bulunan UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Hizmet Binasında gerçekleştirilen toplantıda çeşitli etkinlikler düzenlenmesi konusunda görüşüldü.

Toplantı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Abdullah KOCAPINAR, Vali Abdülkadir DEMİR, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal OĞUZ, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Berrin KAVLAK, Denizli Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet KORKMAZ ve Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Şube Müdürü İpek ÖZBEK' in katılımlarıyla gerçekleştirildi.





Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Korkmaz; konu ile ilgili turizmhaberleri.com 'a şu açıklamalarda bulundu:

'' İnsanlığın ortak mirası olarak kabul edilen evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal varlıkları tanımak, toplumda söz konusu evrensel mirasa sahip çıkacak bilinci oluşturmak ve çeşitli sebeplerle bozulan, yok olan kültürel ve doğal mirasların korunması ile yaşatılması için gerekli işbirliğini sağlamak amacıyla 1972 yılında UNESCO tarafından “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunmasına Dair Sözleşme '' kabul edilmiştir.

Türkiye' nin 1983 yılında taraf olmasıyla başlayan süreç, 1988 yılında Hierapolis Pamukkale' nin Dünya Miras Listesi' ne alınmasıyla devam etmiştir.

2013 yılı Hierapolis Pamukkale' nin Dünya Miras Listesi' ne alınmasının 25. yılıdır. Bu vesile ile Hierapolis Pamukkale' nin çeşitli açılardan gündeme getirilmesi amacıyla 17 Mayıs 2013 tarihinde, Ankara' da bulunan UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Hizmet Binasında geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirdik. ''
dedi.

GLADYATÖR DENİZLİ HOROZU..


18 Mayıs 2013 Cumartesi

Denizli Tanıtım Filmi 2007


MEHMET KORKMAZ YAZDI:TÜRK MÜZECİLİĞİ VE DENİZLİ...

MEHMET KORKMAZ YAZDI:TÜRK MÜZECİLİĞİ VE DENİZLİ...

Denizli Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Korkmaz; 18 Mayıs Müzeler Günü'nde Türkiye'de Müzeciliğin 100 yıllık tarihi, günümüz müzeciliği ve Denizli müzelerinin potansiyeli ve projelerini aktarıyor.18 Mayıs 2013 Cumartesi - http://www.turizmhaberleri.com/haberayrinti.asp?ID=25409
MEHMET KORKMAZ DENİZLİ KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRÜ

18 MAYIS MÜZELER GÜNÜ...


Müzeler, geçmişi bugünle ve gelecekle birbirine bağlayan, uygarlığın belge ve kanıtı olan kültürel mirasın sergilendiği ve geçmişi öğrenerek bugünü anlamamıza yardımcı olan yerlerdir. Müzeler yalnız günümüzden yüzlerce yıl önceki kültür varlıklarının sergilendiği yerler değil, aynı zamanda etnografya, fen, doğa ve folklor müzelerinde yakın geçmişin sanat ve zeka ürünlerinin ortaya konduğu yerlerdir.

Müzeler, bir ulusun kimliği olmanın yanında uygarlıkların düşüncelerinin, inançlarının, davranışlarının, yaşam tarzlarının ortaya çıkarıldığı ve bu mirasın geleceğe taşındığı mekanlardır. Geleceğimizi görebilmemiz için geçmişimizi bilmemiz ve geçmişimizi öğrenebilmemiz için de müzelerimizi ziyaret etmemiz gerekir.



Binlerce yıllık uygarlıkları sinesinde yaşatarak, birbirinden değerli eserlerine sahip olan ülkemizde müzelerimiz adeta birer bilim merkezleridir.

Ülkemiz, dünyada eşine ender düzeyde rastlanılan zengin bir kültür hazinesine sahiptir. Bu hazineyi her türlü tehlikeden korumak ise müzelerimizin birinci ve en önemli görevidir.

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu' nun 5. Maddesine göre; Devlete, kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar ile özel hukuk hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlarda varlığı bilinen veya ileride meydana çıkacak olan korunması gerekli taşınır ve taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları “Devlet malı '' niteliğindedir.

Bu, yasal bir zorunluluk olmasının ötesinde tarihi eserlerimizin talan edilmesinin önüne geçmek için örnek olması gereken bir vatandaşlık görevimizdir.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını bulan, sahip oldukları veya kullandıkları arazide Kültür ve Tabiat Varlığı bulunduğunu bilen veya yeni haberdar olan vatandaşlarımızın, bunu en geç üç gün içinde, kendisine en yakın Müze Müdürlüğüne veya Köyde Muhtara, diğer yerlerde ise Mülki İdare Amirlerine bildirmeleri gerekmektedir.

İhbarı alan Muhtar, Mülki Amir bunların korunması ve güvenlikleri için gerekli tedbirleri alırlar. Muhtar, aynı gün alınan tedbirlerle birlikte durumu en yakın Mülki Amire; Mülki Amir ve diğer makamlar ise on gün içinde, yazı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı' na ve en yakın Müze Müdürlüğüne bildirir. Bakanlık ve Müze Müdürü 2863 sayılı Kanun hükümlerine göre en kısa zamanda gerekli işlemleri yapar.

Tarihi eserlerimizi bir rant kapısı olarak algılayıp onlardan maddi bir çıkar gözetenlere karşı halkımızın duyarlı olması büyük önem arz etmektedir. Bunun için başta kolluk kuvvetlerimiz olmak üzere özellikle çocuklarımıza ve gençlerimize kültürel mirasımızın korunması ve kaçakçılığın önlenmesi yönünde müzelerde yıl içerisinde çok yönlü ve uygulamalı eğitim programları düzenlenmektedir.


Yüzyıldan fazla bir geçmişi olan Türk müzeciliği ilk zamanlar yalnız İstanbul'da ve belirli bir kesime seslenirken sonradan yurt düzeyine yayılmıştır. Uzun bir süre camilerde, medreselerde, yıkık binalarda çeşitli zorluklarla müzecilik faaliyetleri gerçekleşirken, bugün çağdaş batılı müzelerle boy ölçüşecek düzeye erişmiştir. Bunda gelişen turizm sektörünün de payı çok yüksektir.

Yurdumuzda müze çalışmaları 1846 yılında Ahmet Fethi Paşa tarafından başlatılmış, ilk müze İstanbul'da Aya İrini Kilisesi'nde kurulmuştur. Daha sonra Osman Hamdi Bey zamanında yurdun çeşitli bölgelerinde özellikle Nemrut Dağı'nda eski Sayda kentinde yapılan arkeolojik kazılardan çıkan eserler İstanbul'a getirilerek bugünkü İstanbul Arkeoloji Müzesi kurulmuştur. 1924 yılında Topkapı Sarayı, 1928 yılında Etnografya Müzesi, 1934 yılında Ayasofya müze olarak hizmete sunulmuştur.

Günümüzde arkeoloji ve etnoğrafya müzelerinin yanı sıra özel müzelerle de sayıları gün geçtikçe artan Türk müzeciliği, sadece eserlerin sergilendiği depolandığı soğuk mekanlar olmaktan çıkmış, halkın eğitimi için ulusal ve uluslararası konferansların, seminerlerin yapıldığı, çeşitli sosyal ve kültürel faaliyetlerin düzenlediği, sergilerin açıldığı, bilimsel kazı ve yayınların yapıldığı; Ülkemiz tanıtımına katkıda bulunan eğitim ve kültür kurumları haline gelmiştir.

“Bir vatanın sahibi olmanın yolu, o topraklarda yaşamış tarihi olayları bilmek, doğmuş uygarlıkları tanımak, sahip olmaktan geçer. '' ve “Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür; Cumhuriyet, zengin Türk millî kültürünün üzerine kurulmuştur '' diyerek Türk kültürüne verdiği önemi bir kere daha belirtmiş olan Ulu Önder Atatürk, Cumhuriyet'i kurduktan sonra, müzeleri Türk kültürünün maddi varlıklarının korunduğu ve sergilendiği yerler olarak saymıştır. Atatürk 17 yılda, 25 arkeoloji müzesi açtırmıştır. Bugün gelinen noktada Ülkemizde Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı 189 müze ile Bakanlığın denetiminde 173 adet özel müze ve 131 düzenlenmiş örenyeri ziyaret edilebilir aynı zamanda birer eğitim ve bilim kurumu olarak hizmet vermektedir.

Dünya kültür mirasının korunması ve Müzeciliğin tanıtılması amacıyla UNESCO tarafından tüm dünyada 18 Mayıs günü “ Müzeler Günü '' ilan edilmiştir.

Sahip olduğumuz kültürel değerlerin korunması, saklanması ve gelecek kuşaklara aktarılması için yapılması gereken çalışmaları anlatmak, müzelerimizi tanıtarak halkımızın milli kültür ve tarih bilgisini zenginleştirmek, bu değerlere sahip çıkılmasını sağlamak, özellikle gelecek kuşakları ve halkımızı bu konularda aydınlatarak toplumumuzun kültür düzeyini yükseltmek amacıyla kutlanan Müzeler Günü önemli bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.



Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türk Müzeciliğini çağdaş müzecilik anlayışına taşımak ve müzelerin ziyaretçi sayılarını artırmak için sosyal bir proje olan “Müzekart '' uygulaması hayata geçirilmiştir. Müzekart, kültürel mirasımızın halkımıza daha iyi tanıtılması yolunda önemli bir adımdır.

Denizli Hitit, Frigya, Lidya, İonya, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi medeniyetleri sinesinde yaşatarak bu medeniyetlerin bıraktığı canlı izlere sahiptir ve kültür varlıkları bakımından çok zengin olup, UNESCO Dünya Miras Listesinde bulunan Pamukkale'si ve Hierapolis, Laodikya, Collasae ve Tripolis Antik Kentleri ile bir açık hava müzesi görünümündedir.

Denizli'de, 19 adet Antik Kent, 14 adet Örenyeri, 45 adet Höyük, 16 adet Nekropol Alanı, 31 adet Tümülüs Kaya Mezarı ile diğer kültür varlıkları ile toplam 948 adet taşınmaz kültür ve tabiat varlığı bulunmaktadır.

Denizli'de her ikisi de 4 Şubat 1989 yılında açılan, kent merkezinde 1.173 adet etnografik eserin bulunduğu Atatürk ve Etnografya Müzesi; Pamukkale Örenyeri' nde 29.883 adet arkeolojik eserin bulunduğu Pamukkale Hierapolis Arkeoloji Müzesi bulunmaktadır.

Denizli'de, gerçekleştirilen Hierapolis (Pamukkale), Laodikeia, Tripolis, Tabae, Beycesultan ve diğer kazılar sonucunda çıkarılan eserler teşhir edilememekte veya teşhirde yetersiz kalınmaktadır. Bu nedenle hem arkeolojik hem de etnoğrafik eserlerin teşhir edilebileceği sergi ve konferans salonları, laboratuvarı ile birlikte çağdaş normlara uygun depoları bulunan modern bir İl Müzesi' nin İlimize kazandırılması amacıyla Bakanlığımız, Valiliğimiz ve Belediyemiz işbirliğinde çalışmalar hız kazandırılmıştır.

Bu kapsamda, 20.09.2012 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul GÜNAY' ın İlimize teşrifleriyle gerçekleştirilen törende, Bakanlığımız ve Zorlu Holding A.Ş. arasında, 10.000 m2' lik alanda yapılması planlanan “Denizli (Zorlu) Arkeoloji Müzesi '' ile ilgili protokol imzalanmış olup, çalışmalar devam etmektedir.

Müzelerin tarihin arşivi, tarihin laboratuvarı ve kütüphanesi olması nedeniyle, İl Müzesi Projesi' nin gerçekleştirilip hayata geçirilmesi önem arz etmektedir. Bu kapsamda Denizli'nin tarihine sahip çıkılacak ve kültürel değerlerimizin gelecek kuşaklara aktarılmasına katkı sağlayacak olan bu proje sayesinde yılda İlimize gelen 3 milyona yakın yerli ve yabancı turist sayısından en az 500 bininin İl merkezine gelmesi hedeflenmektedir. Böylelikle İl merkezinin turizmden hak ettiği payı alabilmesi yolunda da önemli bir mesafe kat edilmiş olacaktır.

18 Mayıs Müzeler Günü '' nü kutluyor, eserlerin gün yüzüne çıkarılmasında ve tarihe ayna tutulmasında, başta üniversitelerimizin değerli hocaları ve arkeologlar olmak üzere eserlerin korunmasında fedakarca çalışan tüm müze çalışanlarına teşekkür ediyor, sevgi ve saygılar sunuyorum.





http://www.turizmhaberleri.com/haberayrinti.asp?ID=25409 


15 Mayıs 2013 Çarşamba

14 Mayıs 2013 Salı

Istanbul Haritasinda Fatih Sultan Mehmet Mucizesi - www.TurklerinMekani.nl


MEMET KORKMAZ PAMUKKALE HİERAPOLİS ODUNCU GÜZELİ EFSANESİ ........


PAMUKKALE   ODUNCU GÜZELİ EFSANESİ

 

 

 




 

 

Anadolu; Her karış toprağı bir efsaneyi dile getirir, kimi peri masalı gibidir kimi hüzünlü bir aşk hikâyesi kimide nesillere ders olacak efsaneler, o coğrafyanın sözüdür, sazıdır, gönül bağıdır

 

İşte; Anadolu’muzda denizli ilinde yaşanan başka bir efsane “Pamukkale efsanesi diye bilinen oduncu güzelinin efsanesi”

 


 
Denizli ilk defa bugünkü şehrin 6km kuzeyinde, Eskihisar Köyü civarında kurulmuştur. Bu şehir M.Ö. (261–245) yılları arasında, Suriye Kralı 11. Antiyoküstheos tarafından kurulmuş ve karısının adına izafeten LAODıCıA adını almıştır. Türkler Denizli havalisini zaptettikten sonra şehir merkezini suyu bol olduğu için bugünkü Kaleiçi mevkiine nakletmişlerdir. Denizli adı, tarihi kaynaklarda başka başka isimler Şeklindedir. Selçuklu kayıtları ve Denizli mahkemesi şer’iye Sicilleri “Lâdik” ismini vermektedir. ıbni Batuta’nın Seyahatnamesinde “Tonguzlu” denilmektedir. Mesaliküllebsar’da da Tonguzlu olarak kaydedilmiştir. Timurlenk’in zafer namesini yazan, Şerafettin Zeydi “Tenguzluğ” ve “Tonguzluğ” gibi iki isimden bahsetmektedir. “Tengiz” kelimesi eski Türkçede “deniz” demektir. “Tengüzlü” ise bugünkü imlâsıyla “Denizli” demektir. Netice olarak yukarıda ifade ettiğimiz açıklamalarda Belirtildiği gibi, kesin bir ad veremiyoruz. Kanaatimizce

“Tonguzlu” ve “Tenguzlu” kelimeleri zamanla ağızdan ağza değişerek “Denizli” şekline gelmiştir.
Pamukkale, güneybatı Türkiye’deki denizli ilinde doğal güzelliğiyle ve inanılmaz görüntüsü ile parlayan bir mevkidir. Kent kaplıcaları ve akan sulardan kalan karbonat mineralleri teraslarını, travertenleri kapsamaktadır. Türkiye'nin İç ege bölgesinde, ılıman bir iklimi olan menderes nehri vadisinde bulunur.

Pamukkale terasları, kaplıca suyu tarafından çökeltilmiş bir tortullu kayaç olan travertenden oluşur

Traverten çok yönlü, çeşitli nedenlere ve ortamlara bağlı, kimyasal reaksiyon sonucu çökelme ile oluşan bir kayadır. Pamukkale termal kaynağını meydana getiren jeolojik olaylar geniş bir bölgeyi etkilemiştir. Bu bölgede sıcaklıkları 35-100 C arasında değişen 17 sıcak su alanı bulunmaktadır. Pamukkale termal kaynağı, bölgesel potansiyel içindeki bir ünitedir. Kaynak, antik dönemlerden beri kullanılmaktadır.

Bu yörede geçen ve önemli bir yer edinen Efsaneye gelince;

Denizli sınırları içinde bulunan mitolojik çağlarda salpakos adı verilmiş olan doğa harikası eşsiz Pamukkale’nin yaslanmakta olduğu Çökelez dağlarını bilir misiniz? Bu dağlarda yüzyıllar boyu söylenip gelmiş olan Oduncu Güzeli diye bir hikâye vardır.

 

Oduncu Güzeli demişler aslında oduncunun güzeli çok çirkin bir kızmış, yüzü sivilceli, vücudunun her tarafı çıbanlar ve yaralar içindeymiş, kızcağız utancından kimselere görünmez, aynalara bakamaz, durgun sularda kendini seyredemezmiş, zaten etrafında bulunanlarda civardan gelen giden insanlarda onu görmek istemezmiş.

Oğlan anaları yolda bayırda dağda ona rastlayacak olsa yüzlerini çevirip yol değiştirirmiş hatta o kadar çekinirlermiş ki bu kızdan “Aman yoksuz kız, kutsuz kız, Allah oğlumu senden esirgesin” diye dua ederlermiş.

Kız olda gel de dayan bu yazgıya kolay değil

 


Oduncu Kızının durgun bir su gibi tertemiz bir huyu, altın gibide bir kalbi varmış, öyle şefkat dolu bir kalp ki hep başkaları için çarpan ve sadece vermesini bilen bir kalp.

Ama yine de Rabbin kendisine layık gördüğü bu çirkinliğe bir türlü alışamamış, her şey bir yana özelliklede insanların kendisine yaptığı haksızlıklar onu derinden incitirmiş

 

Tüm bu yaşadıkları iyice yıpratmış oduncu güzelini, Bir sabah vakti tan ağarırken sarmış yazmasını başına çıkmış Çökelez dağına çıkmış dağın yamacına hıçkıra hıçkıra ağlayarak bakmış etrafına son kez ömrünü geçirdiği güzel yurduna çok sevdiği ama karşılık görmediği insanlarına sonra kaldırmış başını Sema’ya. “Her gün bin defa ölmektense bugün bir defa ölmek daha kolay, Rabbim affet beni” demiş. Kendini dağın sarp yamaçlarından boşluğa bırakıvermiş. Çökelez’in altındaki sırtlarda oduncu güzelinin düştüğü yerde derinlerden fışkıran şifalı sıcak suların varlığını nerden bilsin.
 

O SabahDenizli Beyi’nin oğlu da ava çıkmış ve Çökelez sırtlarında keklik kovalıyormuş. Avının peşinden telaşla giderken bakmış kayaların arasında bir kızın sırma saçları sıcak su birikintilerinin içinde pırıl pırıl parlıyor. Kız kendinden geçmiş sular yüzünden dökülüp akıp gidiyor. Bey oğlu bu dünyalar güzeli kızı, kucakladığı gibi bir ağacın gölgesine yatırmış. Yarasını beresini silerken oduncunun kızı kendisine gelmiş. Vay ben ölmedim mi vay diye ağlamaya başlamış. Beyoğlu durumu anlamaya çalışmış zorlaya zorlaya kızı söyletmiş, “benim yüzüm, vücudumun her tarafı yara, bere, çıban, sivilce içinde çirkin bir oduncu kızıyım neden yaşayayım ki kimselerle konuşamadıktan sonra” demiş.

Denizli Beyi’nin oğlu kızın bu konuşmalarına şaşırmış bakmakta “Sen mi çirkinsin oduncu güzeli, Eğil de şu sularda kendini seyret, Sonra da sor bakalım Ay mı daha güzel Sen mi güzel?

 

Oduncunun kızı durur denizli beyinin oğluna tereddütle bakar sonra ellerini yüzüne götürüp yoklar, kollarına, ellerine bakar yaralarından eser yoktur, hızla yerinden kalkar ve su birikintinse bakar gördüğü karşısında adeta dili tutulur

 

Meğer Çökelez’in taşı toprağı Pamukkale yapan sırlı suları Oduncunun kızını da eşi bulunmaz bir güzele çevirmiş. O gündür bu gündür bunu duyan, gören dünya kadınları Pamukkale’ye gelir o eşsiz şifalı sularda yıkanır, sonrada güzellikler ereni Oduncu kızına dua eder.

Gerçektende Pamukkale ve Karahayıt’ın suları, çamurları şifalıdır. Bu sulara girmek ve vücuduna çamur sürerek, çamur banyosu yapmak için Karahayıt ve Pamukkale’ye ülke içinden ve dişinden binlerce insan bu bölgeye gelmektedir.
 

 

 

 


10 Mayıs 2013 Cuma

MEMET KORKMAZ DENİZLİ' DE TERMAL-SAĞLIK TURİZMİ YORUMLADI....

DENİZLİ' DE TERMAL-SAĞLIK TURİZM


Dünyada ve ülkemizde turizm sektörünün gelişmesiyle birlikte alternatif turizm seçenekleri gündeme gelmektedir

Mevsimsel kıyı turizminin yanında on iki aylık zamana yayılan Termal Turizm (Sağlık Turizmi) de önem kazanmaktadır. Günümüzde termal kaynaklara bağlı sağlık turizmi dünyada önemli bir yer tutmaktadır. Türkiye jeotermal kaynaklar açısından dünyada ilk yedi ülke arasında yer alırken, Avrupa’ da birinci, kaplıca uygulamaları konusunda ise üçüncü sırada yer almaktadır.





Denizli’ de termal turizmin kaynağı olan termal suların varlığı ve önemi ilk yerleşim dönemlerine kadar uzanmaktadır. Denizli’ nin sahip olduğu bereketli topraklara Büyük Menderes ve Çürüksü adında iki önemli ırmak hayat vermektedir. Küçük fakat verimli ovaya adını veren, Lykos (Çürüksu) Nehri; Honaz Dağı eteklerinden doğarak Lykos Ovası’ nın ortasından geçip, Sarayköy yakınında Büyük Menderes Nehri’ ne karışmaktadır.

Çürüksu (Lykos) Vadisi Afyon’ dan başlayan ve Aydın’ a kadar uzanan fay hattına bağlı olan termal su kaynaklarına sahiptir. Bu nedenle Çökelez Dağı ve Honaz Dağı eteklerinden Kaklık çevresine kadar olan alanlarda çok zengin ve kaliteli traverten ocakları yer alır. Termal su vadide insanlar tarafından binlerce yıldır tedavi amaçlı kullanılmış ve görkemli hamamlar yapılmıştır.

Antik dönemde Denizli çevresinde yer alan; Hierapolis, Laodikeia, Attouda, Karura, Herakleia Salbace ve Eumeneia kentlerinde tıp, bir bilim dalı olarak kabul edilmiştir.


Arkeoloji literatüründe Holy City (Kutsal Kent) olarak adlandırılan Hierapolis (Pamukkale), bilinen tapınak, yapı, sıcak su kaynakları ve kaplıcaları sayesinde geçmişte önemli bir tıbbi merkez haline gelmiş ve şifa bulmak niyetiyle Anadolu’ nun birçok yerinden gelen hastalar burada yaşamlarının sonuna kadar kalmışlardır. Roma Nekropolü, çoklukla bu hastaların mezarlarından oluşmakta ve kültürel çeşitlilik içermektedir. Hierapolis’ teki Antik Çeşme ve Roma Hamamları, kentin bu özelliği nedeniyle inşa edilmiş ve bu yapılar, günümüze kadar gelmiştir.



Büyük Menderes Irmağı yanında kurulmuş olan Tripolis Antik Kenti’ nin kuruluş amaçlarından biri de günümüzde Yenicekent Kaplıcaları olarak bilinen termal su kaynaklarından tedavi amaçlı yararlanılmasıdır. Yine Sarayköy-Tekke Kaplıcaları olarak bilinen bölgede antik dönemde Karura adında bir kent kurulmuştur. Bu kentin kaplıcalarının sağlık ve tedavi amaçlı olarak kullanıldığı antik kaynaklardan bilinmektedir. Binlerce yıldır bölgemizde bilime dayalı tıp ve termal suya bağlı tedavi uygulanmaktadır.

Bu yaklaşım çerçevesinde, turizm kaynakları açısından yüksek potansiyele sahip ülkemizde kıyı turizminin yanı sıra başta termal turizm olmak üzere alternatif turizm türlerini değerlendirerek, ülkemizin dünyada önemli bir varış noktası olmasını sağlamak için Kültür ve Turizm Bakanlığı’ nca Termal Turizm Master Planı çalışmaları hazırlanmıştır. Bu planlama çalışmalarında, termal sularımızın kür parkı ve kür merkezi kullanımlarıyla insan sağlığı açısından daha verimli değerlendirilmesinin yanında turizm ve rekreasyona yönelik nitelikli ve uluslararası standartlara sahip tesislerde konaklama, eğlence, dinlence ve spor imkânlarının sunulduğu, 12 ay boyunca hizmet verebilen termal turizm merkezlerinin oluşturulması, böylece turist sayısının ve turizm gelirinin arttırılması hedeflenmiştir.


Kültür ve Turizm Bakanlığımızca, Termal Turizm Master Planı çerçevesinde, Termal Turizm Kentleri Projesi çalışmaları başlatılmış, bu kapsamda ülkemizde 3 (üç) ayrı bölge belirlenmiş, bunlardan biri olan Güney Ege Bölgesi içerisinde 4 (dört) İl ele alınmıştır. Bu bölgede yer alan İllerden biri de Denizli’dir.

Denizli ili sınırları içerisinde bulunan, doğa harikası beyaz travertenleri, antik kenti, şifalı termal suları ile Pamukkale, UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi’ ne almıştır. Kültürel ve doğal mirasın tüm insanlığın en değerli ortak mirası olduğu benimsenmiş ve bu doğrultuda uluslararası kuruluşlarla ortak programlar geliştirilmiştir.


Denizli’de; Turizm İşletme Belgeli 6.272 yataklı 26 tesis,  Belediye Belgeli 6.949yataklı 79 tesis ve 5.157 yataklı 129 pansiyon ile turizme hizmet sunan toplam 18.378 yataklı 234 tesis bulunmaktadır. Bu toplam 18.378 yatak kapasitesinden termal turizme hizmet veren; Karahayıt’ ta 4.000 yataklı 7 (yedi), Sarayköy’de 400 yataklı 2 (iki) adet olmak üzere toplam 9 (dokuz) adet Sağlık Bakanlığı’ndan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli termal konaklama tesisi bulunmaktadır.



Bunun haricinde, Karahayıt’ ta kaplıca hizmeti veren ve daha çok iç turizme hizmet eden Belediye belgeli yaklaşık 10.000 yatak kapasiteli 124 tesis bulunmaktadır. Bu tesislere yerli ve yabancı hastalar doktor raporu ve tavsiyesiyle gelip, tedavi olmaktadırlar.

Denizli’nin turizm vizyonunun içinde yer alan jeotermale dayalı sağlık turizmi sayesinde, Pamukkale -Karahayıt - Akköy -Yenicekent- Sarayköy arasında uzanan Türkiye’nin en güzel ve sağlık turizmi açısından zengin potansiyele sahip termal bölgesindeki sıcaklığı 36 0C ile 2400C arasında değişen sularımızda, kür parkı ve kür merkezi kullanımlarıyla insan sağlığı açısından önemli olup, turizm ve rekreasyona yönelik nitelikli ve uluslararası standartlara sahip tesislerde konaklama, eğlence, dinlence ve spor olanaklarının sunulduğu 12 ay boyunca hizmet verilen İlimizin 2012 yılı sonu itibariyle 2.375.160, 2013 yılı Eylül ayı itibariyle 1.843.582 ziyaretçisi olmuş, bu ziyaretçilerin milliyet sıralamalarına bakıldığında Almanlar 1. Sırada olup, 2. Sırada Ruslar, 3. Sırada İngilizler ve 4. Sırada Uzak Doğu ülkeleri takip etmektedir.

Denizli sınırları içinde yer alan termal sular, kalp, damar sertliği, tansiyon, romatizma, deri, göz, raşitizm, felç, sinir hastalıklarına, uyuz, kaşıntı gibi deri hastalıklarına iyi geldiği gibi ılık içildiğinde mide, damar iltihapları ve reyno hastalığının tedavisine de iyi geldiği bilinmektedir. Bilhassa çamur banyosuyla alınan tedavi ile cildin daha genç ve zinde hale gelmesi mümkün olabilmektedir.

Denizli termal su kaynakları bakımından dünyanın en zengin alanları içinde gösterilmektedir. Diğer turizm türleri ile entegre olabilecek ve destinasyon oluşturabilecek kapasiteye sahip olan öncelikli geliştirilecek bölgeler içinde yer alan ilimizde, termal marka kent oluşturulmak üzere; Çardak Beylerli, Buldan Yenicekent-Bölmekaya, Sarayköy İlçesinde Tekkeköy, İnsuyu, Babacık ve Kızıldere Bölgesi, Akköy İlçesi Gölemezli Bölgesi Kültür ve Turizm Bakanlığınca 2006/11354 sayılı karar ile 16 Aralık 2006 tarihinde Termal Turizm Merkezi ilan edilmiştir.

25 Şubat 2008 gün ve 13317 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Akköy - Gölemezli, Sarayköy ve Buldan - Tripolis Termal Turizm Merkezleri birleştirilerek Denizli Termal Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi adı ile tek merkezde toplanmış ve 13 Mart 2008 tarih ve 26815 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı yapılmış, 1/5000 ve 1/1000’lik planların yapılması yetkisi İl Özel İdaresi’ne verilmiş ve çalışmalar tamamlanmıştır. Denizli Akköy Gölemezli bölgesinde, Spor Tesisleri Alanı (18 delikli golf alanı), beş yıldızlı Turizm Tesis Alanı, Termal Kür Tesis Alanı ve Günübirlik Tesis Alanı Kültür ve Turizm Bakanlığı’ nca 25 Ocak 2013 tarih ve 28539 Sayılı Resmi Gazetenin ARTIRMA, EKSİLTME VE İHALE İLÂNLARI bölümünde, http://www.resmigazete.gov.tr/ ve www.kulturturizm.gov.tr/ isimli internet sitesinde turizm yatırımcılarına tahsise çıkarılmıştır. Bu bölgede turizm yatırımı yapanlar 5. Bölge teşviklerinden yararlanabileceklerdir.


Bu bağlamda, Denizli’de bulunan jeotermal kaynak potansiyeli ile beraber doğal, kültürel, tarihi değerlerinin ve sosyo-ekonomik kaynakların sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde, koruma- kullanma dengesi gözetilerek, turizme yönlendirilmesine yönelik kararların getirilmesiyle, termal turizm ve termal turizmle bütünleşecek alternatif turizm türlerine yönelik yeni yatırımlar oluşacak, termal turizmin 12 ay turizm yapma, yüksek istihdam oluşturma, tesislerde yüksek doluluk oranını yakalayabilme vb. avantajları ile beraber alternatif turizm çeşitleriyle de turizm çeşitlendirilerek, Denizlinin turizm sektöründen aldığı payın arttırılması kaçınılmaz olacaktır.

(KARAHAYIT) PAMUKKALE TERMAL SAĞLIK KENTİ PROJESİ
Sayın Valimiz Abdülkadir DEMİR’ in İlimize atanmasından bu yana kendisinin turizme verdiği büyük destek ile İlimiz turizm alanında atağa geçmiş, projeler hız kazanmıştır. Karahayıt Kasabası’ nda başlayan “Kentsel Dönüşüm Projesi” kapsamında yörenin özgün yapısına uygun tek tip bina inşaat çalışmaları TOKİ tarafından devam etmektedir. Bu bağlamda, Karahayıt’ ın “Pamukkale Termal Sağlık Kenti” adıyla yeni bir konseptte destinasyon olması için yeni yapılanma, dönüşüm ve çevre düzenleme çalışmaları ile tanıtım ve pazarlama çalışmaları hızla devam etmektedir. Buradaki amaçlanan turizm pastasından daha fazla pay alabilmek için Denizli’ nin termal-sağlık turizminde marka kent olması hedeflenmektedir.

Yine bu proje kapsamında Karahayıt ve çevresi jeotermal sıcak su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı için bölgedeki termal suyun tek elden merkezi sistem dağıtımının sağlanması çalışmaları tamamlanmış olup, önümüzdeki günlerde uygulamaya başlanılacaktır.
Karahayıt’ ta şu anda yatırımı devam eden ve yatırım yapılabilecek alanların 5. Bölge yatırım teşviklerinden yararlanabilmeleri için Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilan edilmesi çalışmaları devam etmektedir.

Ayrıca, Karahayıt’ ta Turizm Belgeli yatırımda 2 adet 5 Yıldızlı, 2 adet 4 Yıldızlı ve 3 adet 3 Yıldızlı olmak üzere toplam 1.194 yatak kapasiteli 7 adet termal tesisin inşaatı devam etmektedir. Bunun yanında, turizm belgesiz 2 adet Kür Merkezi, 1 adet Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi ve 2 adet Termal Otel olmak üzere toplam 5 adet turizm yatırımı devam etmektedir.   

 
Bu yatırımlardan en önemlisi olan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’ nin yapımı Pamukkale Üniversitesi tarafından gerçekleştirilecek olup, zengin jeotermal kaynaklarını tedavi amaçlı kullanarak hizmet verecek Türkiye’nin ilk tedavi merkezi olacaktır. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi etrafında, kür merkezleri, kaplıcalar ve termal oteller inşa edilecektir. Karahayıt’ta kentsel dönüşüm projelerinin tamamlanmasının ardından beldenin çehresi değişecektir. Hastane, klinik, kür merkezleri, otelleri, eğlence merkezleri, spor ve yeşil alanlarıyla insanların gezerek tedavisini yaptırabileceği, tedavisini yaptırırken keyifle zaman geçirebileceği sosyal bir alan oluşturulacak ve böylece turistler hem kültür turizmi için hem de termal-sağlık turizmi için İlimize geleceklerdir. Dolayısıyla Pamukkale günü birlik turizmden kurtularak başta Avrupa olmak üzere dünyanın her tarafından gelen turistleri ağırlayacaktır.




 
Ülkemizin önde gelen destinasyonları içerisinde yer alan İlimizin, turizm pastasından hak ettiği payı alabilmesi için;

- Zengin kültürel ve doğal varlıklarına sahip çıkıldığı, korunduğu,

- Turistler için bir çekim noktası haline getirildiği, ilimizdeki kültür ve sanat faaliyetlerine her türlü desteğin verilerek, sosyal, kültürel ve sanat yaşamının geliştirildiği,

- Ülkemize gelen her beş turistten en az birinin ziyaret ettiği,

- Bir geceyle sınırlı olan konaklamanın en az bir haftaya ulaştığı,

- Yılın 12 ayı turizmden pay alabilen ve dünya çapında tanınan,

- Termal su ve sağlık şehri olarak adından bahsettiren,

- Turizmde markalaşan
 
Bir  “Turizm Kenti”  haline getirilmesi hedeflerimizin başında gelmektedir.

 


Mehmet KORKMAZ
Denizli Kültür ve Turizm Müdürü
14 Mart 2013 Perşembe

MEMET KORKMAZ 37 YIL ÖNCE YOLA ÇIKAN TURİZM HİZMET KERVANINI DEGERLENDİRDİ..

37 YIL ÖNCE YOLA ÇIKAN TURİZM HİZMET KERVANI..


15-22 Nisan Turizm Haftası..


Ülkemiz turizmini geliştirmek ve yaygınlaştırmak amacı ile 37 yıl önce 1976 yılında Ankara’dan Anadolu’ya yola çıkan turizm hizmet kervanı sayesinde önemli çalışmalara imza atılmış ve bugüne gelinmiştir. Bugün turizmde geldiğimiz noktanın karşılaştırmasını yapacak olursak; 37 yıl önce 50 bin olan Türkiye yatak kapasitesinin 1 milyona ulaştığını, 180 milyon 456 bin dolar olan turizm gelirimizin 29.milyar 351.bin 446 dolar olduğunu, 2 milyon olan turist sayımızın 32 milyona ulaştığını memnuniyetle görüyoruz. Bu verilerden de anlaşılacağı üzere TÜRK TURİZMİ büyük bir gelişme göstermiştir.

Ülkemiz turizmindeki bu gelişmeye paralel olarak Denizli turizmi de gelişme göstererek, Tekstil, ticaret, sanayi ve tarım sektörlerindeki hamlelerin yanında son yıllarda özellikle doğa harikası Pamukkale ve diğer kültür-turizm değerleri ve 12’ ye yakın turizm çeşitliliği sayesinde turizm sektöründe Ülkemizin önde gelen destinasyon İlleri arasına girerek bir turizm kenti olma yolunda hızla ilerlemektedir.

Denizli’nin; tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerimizin turizm hareketleriyle iç ve dış turizm piyasasına sunulması ve turizm sezonunun 12 aya yayılıp bir “Turizm Kenti” haline getirilmesi için Valiliğimiz önderliğinde turizmi çeşitlendirme çalışmaları devam etmektedir.

TERMAL TURİZM

Denizli’de, termal marka kent, kür parkı ve kür merkez oluşturmak amacı ile 2008 yılında Akköy-Gölemezli, Sarayköy ve Buldan-Tripolis Termal Turizm Merkezleri birleştirilerek “Denizli Termal Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” ilan edilmiş, ancak bu güne kadar planlama çalışmaları bitirilememiştir.

Sayın Valimizin kararlılığı neticesinde buradaki planlama çalışmaları tamamlanmış, turizm yatırımcılarına tahsis aşamasına gelinmiştir.

Bu bölgenin bilindiği üzere 5. Bölge teşviklerinden yararlanması turizm yatırımcıları için ayrı bir avantaj konumundadır.

İlimizin turizm vizyonunun içinde yer alan jeotermale dayalı Termal Sağlık Turizmi, İlimizdeki tek gecelik konaklama sorununun çözümü için can simidi olarak görülmekte ve bu konudaki çalımalar hızla devam etmektedir.

KARAHAYIT KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

Karahayıt Kasabası’ nda başlayan “Kentsel Dönüşüm Projesi” kapsamında Karahayıt’ ın “Pamukkale Termal Sağlık Kenti” adıyla yeni bir konseptte destinasyon olması için yeni yapılanma, dönüşüm ve çevre düzenleme çalışmaları ile tanıtım ve pazarlama çalışmaları hızla devam etmektedir.

Ayrıca Sayın Valimizin ve Denizli Milletvekillerimizin Pamukkale ve Karahayıt’ ın da 5. Bölge teşviklerinden yararlanmaları için uğraş ve çabaları mevcut olup bu bağlamda “Karahayıt’ ın Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” ilan edilmesi yönünde Müdürlüğümüzce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ ndan talepte bulunulmuştur. Karahayıt’ın bu teşvikten yararlanması bu bölgedeki yatırımlara ayrı bir güç ve hız getirecektir.

Karahayıt’ ta kentsel dönüşüm projelerinin tamamlanmasının ardından beldenin çehresi değişecektir. Hastane, klinik, kür merkezleri, otelleri, eğlence merkezleri, spor ve yeşil alanlarıyla insanların gezerek tedavisini yaptırabileceği, tedavisini yaptırırken keyifle zaman geçirebileceği sosyal bir alan oluşturulacak ve böylece turistler hem kültür turizmi için hem de termal-sağlık turizmi için İlimize geleceklerdir. Dolayısıyla Pamukkale günü birlik turizmden kurtularak başta Avrupa olmak üzere dünyanın her tarafından gelen turistleri ağırlayacaktır

TURİZM YATIRIMLARININ TERCİH EDİLEN ŞEHRİ…

Son yıllarda İlimize turizm yatırımcıların ilgisi artmış olup, İlimizde devam eden 19 adet turizm yatırımı bulunmaktadır. Bunlardan 11 adedi termal turizmine yönelik yatırımlardır. Bu 19 adet turizm yatırımları dışında da fizibilitesi devam eden çok sayıda turizm yatırımları ile ilgili çalışmalar devam etmektedir. Denizli turizm yatırımlarında tercih edilen İller arasında yerini almış durumdadır.

BOZDAĞ KAYAK MERKEZİ PROJESİ

Denizli’ de uzun yıllardır gerçekleştirilemeyen kayak merkezi projesinin hayata geçirilmesi için, Sayın Valimizin önderliğinde çalışmalara hız verilmiş ve bu çalışmaların sonucunda Ocak 2013 tarihinde “Denizli Tavas Bozdağ Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” ilan edilmiştir.

Bölgedeki planlama çalışmaları hızla devam etmekte olup, kayak merkezinin 2014 kayak sezonuna yetiştirilmesi planlanmaktadır.

İL MÜZESİ PROJESİ

İlimizin en önemli sorunlarından olan İl Müzesi eksikliği konusunda 40 yıldır yapılan çalışmaların sonuna gelinmiştir.

Sayın Valimizin önderliğinde İl Müzesi yapımı çalışmalarına hız verilmiş, bu bağlamda 20 Eylül 2012 tarihinde önceki Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul GÜNAY’ ın İlimize teşrifleriyle gerçekleştirilen törende, Bakanlığımız ve Zorlu Holding A.Ş. arasında, 10.000 m2’ lik alanda yapılması planlanan “Denizli (Zorlu) Arkeoloji Müzesi” ile ilgili protokol imzalanmış olup, çalışmalar hızla devam etmektedir.

KAZI ÇALIŞMALARI PROJESİ

İlimizin bine yakın tescilli kültür ve tabiat varlığı mevcuttur. İlimizde bulunan 19 adet antik kentte kazı çalışmaları yapılarak buraların gün yüzüne çıkarılması ve turizme kazandırılması büyük önem arz etmektedir.

Bilindiği gibi İlimizde; Hierapolis (Pamukkale), Laodikya, Tripolis, Beycesultan, Tabae, gibi antik kentlerde ve İlbadı Mezarlığında kazı çalışmaları yapılmaktadır.

Sayın Valimizin maddi ve manevi destekleriyle İlimizde kazı yapılan alanların sayısı arttırılmış, ayrıca bu kazıların devamlılığı sağlanmıştır. İlimizde, ülkemizde örnek olacak şekilde 12 aya yayılan uzun süreli kazı çalışmaları gerçekleştirilmektedir.

UNESCO DÜNYA MİRASI LİSTESİ’ NDE DENİZLİ

Bilindiği üzere UNESCO 1988 yılında hem kültürel, hem doğal miras olarak dünyada eşi benzeri olamayan Pamukkale Örenyeri’ ni “Dünya Miras Listesi” ne almıştır. Bunun yanında 2000 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ ne Akhan Kervansarayı da alınmıştır.

2003 yılında ise “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi” kapsamında İlimizden Hayri DEV, “2008 yılı Yaşayan İnsan Hazinesi” olarak listeye alınmıştır.

Ayrıca, Laodikya Antik Kenti’ nin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ ne alınması ve İlimiz, Çal İlçesi, Aşağıseyit Köyü’ nde 8 asırdır devam eden geleneksel bir yarışma olan “Sudan Koyun Geçirme Festivali” nin “Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi” ne alınması için Sayın Valimizin talimatları ile Bakanlığımıza ocak 2013 tarihinde intikal ettirilmiştir.

UNESCO Dünya Mirası Listesi’ ndeki değerlerimiz gün geçtikçe artmaya devam etmekte ve bu sayının daha da arttırılması yönünde çalışmalar yapılmaktadır.

TANITIM ÇALIŞMALARI

Bölgemizin en önemli turizm faaliyeti olarak öne çıkan ve Valiliğimizce Termal Turizm Geliştirme ve Tanıtma çalışmaları kapsamında, Sayın Valimizin önderliğinde ve bizzat katılımlarıyla ulusal ve uluslararası turizm fuarlarında sektörle işbirliği halinde İlimizin tanıtımı ve pazarlaması yapılmaktadır.

Sayın Valimizin başkanlığında bu fuarlarda medya mensupları ve tur operatörleriyle bizzat toplantılar gerçekleştirilerek İlimiz turizmi adına önemli gelişmeler kaydedilmektedir.

Ayrıca, Bakanlığımızca 2013 yılında 52 ülkede 7 büyük, 102 kamu-özel sektör işbirliğiyle 25 yurtdışı temsilciliğimiz aracılığıyla toplam 134 turizm ihtisas fuarına katılım sağlanarak Türkiye’ nin tanıtımının yanında İlimizin de tanıtımı yapılmaktadır.

Ülkemize yönelik talebi artırmak ve ülkemizin pozitif imajını güçlendirmek amacıyla yurt dışındaki gazeteciler, kamuoyu önderleri, turizm sektörü temsilcileri ülkemize davet edilmekte ve layıkıyla ağırlanarak olumlu izlenimlerle kendi ülkelerine dönmeleri sağlanmaktadır. Bu ağırlamalar sonucunda da dünyadaki yabancı basında ülkemizle ilgili çok sayıda makale ve haber yayımlanmaktadır.

Ayrıca Bakanlığımız dünya çapında seyredilen filmlerin de belirli bölümlerinin ya da tamamının ülkemizde çekilmesi amacıyla ünlü yönetmen ve film oyuncularını da ülkemize davet etmekte ve çekimlerinde kolaylıklar sağlamaktadır.

Bu kapsamda 2012 yılı içerisinde 131 farklı kurum ve kuruluştan yaklaşık 1.200 kişi ilimiz turizm potansiyeli ile ilgili çalışmalar yaparak, çektikleri film ve dizilerde ilimizi kullanarak kendi ülkelerinde ilimizin gönüllü tanıtım elçileri olmuşlardır.

TURİZM VERİLERİ
Dünya turist sayısının 2012 yılı sonu itibariyle 1 milyar kişiye, turizm gelirinin ise 925 milyar dolara ulaştığı görülmektedir.

Ülkemiz Dünyadaki kriz ortamına rağmen turizmdeki büyüme hızını istikrarla sürdürmektedir.

Gelen turist sayısında; 2002 yılında 17. sırada yer alan ülkemiz, 2011 yılı itibariyle Dünya Turizm Örgütü’ nün verilerine göre 6. sırada yer almaktadır.

2002 yılından günümüze 4 - 5 yıldızlı otel sayımız ortalama yüzde 132 artarken, ülkemiz mavi bayraklı plaj sıralamasında ise dünyanın 4. ülkesi konumuna yerleşmiştir.

1976 yılında İlimizin yatak kapasitesi 600 iken, 2012 yılı itibariyle yatak kapasitemiz 18.308 olmuştur.

2012 yılında Denizli’ ye gelen turist sayısı 2.375.160 kişi, Pamukkale’ ye gelen turist sayısı ise 1.612.723 kişi olmuştur.

Yılın 12 ayı turist çekebilen İlimiz, ülkemizin en çok ziyaret edilen yerler sıralamasında İstanbul, Antalya ve Muğla’ nın yanı sıra ilk sıralarda yer almaktadır.

Turizmin gelişmesi için yapılan çalışmalar rakamlarda da görüleceği üzere olumlu sonuçlar vermiştir.

TURİZM VİZYONU

Uygarlıkların uğrak yeri ve bir kültür mozaiği olan ülkemiz sahip olduğu doğal güzellikleri ve tarihi değerleriyle dünyada farklı ve haklı bir yere sahiptir. Ülkemizin bu özelliklerini, tüm dünyaya gerektiği gibi tanıtarak Türkiye’ yi dünya çapında bir marka haline getirmek üzere büyük bir duyarlılıkla çalışmalarını sürdürmekte olan Bakanlığımızın Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümü olan 2023 yılı Türkiye Turizm Stratejisi’ nde; ‘türk turizmi çeşitlendirerek ülke geneli ve 12 aya yaymak, öncü sektör konumuna ulaştırmak, dünya turist sayısı ve gelirde ilk 5’ e girmek, uluslararası marka haline gelmesi’ hedeflenmektedir.

Ülkemizin önde gelen destinasyonları içerisinde yer alan İlimizin ise turizm pastasından hak ettiği payı alabilmesi için;

- Zengin kültürel ve doğal varlıklarına sahip çıkıldığı, korunduğu,

- Turistler için bir çekim noktası haline getirildiği,

- Ülkemize gelen her beş turistten en az birinin ziyaret ettiği,

- Bir geceyle sınırlı olan konaklamanın en az bir haftaya ulaştığı,

- Yılın 12 ayı turizmden pay alabilen ve dünya çapında tanınan,

- Termal su ve sağlık şehri olarak adından bahsettiren,

- Turizmde markalaşan

Bir “Turizm Kenti” haline getirilmesi için çalışmalar hızla devam etmektedir.

Turizmciler için çok çalışmak ve mücadeleci olmak bir yaşam biçimi olmalıdır. Sektör kalitede rekabet etmelidir. Ama ortak amaçlarımız için birlikte mücadele vermeliyiz. Sorunları, mutlulukları, zorlukları paylaşmalıyız. Bütün bunlar bizleri gönül bağıyla birbirimize bağlamalı. Bu dayanışma ile aşamayacağımız hiçbir zorluk kalmayacaktır.

37.Turizm Haftası münasabetiyle Denizli turizmine katkılarından dolayı başta Valimiz Sayın Abdülkadir DEMİR’e, Milletvekillerimize, Belediye Başkanımız Sayın Osman ZOLAN’a, Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Hüseyin BAĞCI’ ya bölgemiz turizm sektörü sivil toplum kuruluşu DENTUROD Başkanı Şeref KARAKAN ve Dernek üyelerine, turizm haftası kutlamalarında emeği geçenlere şükranlarımı sunar, 2013 yılının ülkemiz ve ilimiz turizmi için hayırlı geçmesini diler, saygılar sunarım.




Mehmet KORKMAZ
Denizli Kültür ve Turizm Müdürü
14 Nisan 2013 Pazar

2 Mayıs 2013 Perşembe

Denizli Tanıtım Filmi TRT GEZELİM GÖRELİM 2003