EĞİTİM PARASIZ OLMALI
Betül Serpil AYKAM
Tüm insanlar hak ve saygınlık açısından eşit ve özgür olarak doğar. İnsan hakları her bireye bağımsız seçim yapma, yeteneklerini geliştirme özgürlüğü sağlar. Bu özgürlükler başkalarının haklarına saygılı olmak ve bu hakları çiğnememe zorunluluğu ile dengelenmiştir. Bireye kendine ve topluma karşı sorumluluklar yükler. En sade anlatımla insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyetiyle barışçıl hareket etmelidirler.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun Paris toplantısında 185 üye onayıyla 30 maddelik bildiriyle kabul edilmiştir.
Demokratik anayasalarla tanınan temel, medeni ve siyasi haklar ile ekonomik, toplumsal, kültürel yaşam haklarıyla belirlenmiştir. İnsan özgür, onur ve haklarıyla eşit doğar. Herkes ırk, renk, cins, dil, din, siyasal ya da farklı inançlara, ulusal, toplumsal varlıklılık ya da ayrım gözetmeksizin bildiriyle açıklanan tüm haklara sahiptir. Herkes Sağlık, Eğitim, Yiyecek, Barınma ve toplumsal Hizmetler alarak sağlıklı toplumda yaşam düzeyine kavuşmak, yasaların koruyuculuğunda eşit yararlanma haklarına sahiptir.
Demokrasilerde İNSAN’ın Sağlıklı yaşam Hakkına yapılan her türlü ihlal ve şiddet Anayasayla belirlenen kanunlarla güvence altına alınmıştır; fakat kültürler ve yorumlara açık olup Gündem de de Cinsel “Pedofili” İstismarı olarak karşımızdadır. Ne oldu ise de 16 Kasım 2016 tarihinde alınan kararla olmuş gibi lanse ediliyor; çünkü medyada da kendimizi gösteri çerçevesi olarak kullanılmaya başladık.
İnsan Hakları İhlali olan yığınla sorun, adli vaka olarak iletilenin yanında adli kayda girmemiş yığınla suç fiili ve faili meçhuller vs…İnsan ONURU ile yaşar. Onun biriciklik hakkına verilen her türlü rızası dışında “Özür Sorunu var ise neye göre RIZA aranmalı” karşılaştığı İstismarın cezasız kalması kabul edilebilinir mi? Alınmış olan kararda; bir kere istismara uğradın, tekrar tekrar istismara uğradığın kişi istismar etme hakkını elde eder. Buna katlanmaya mecbursun tarzında verilen karar ancak Arap Ülkelerinde verilebilir ki, açıklaması da Şeriattir. İlimden, Bilimden ve Alimden ortak akılla alınacak karardan uzaklaşarak Türkiyemizin Şeriate doğru giden tutumunun acil ele alınması gerekmektedir.
Devletimizin 2023’e hedefleri, bugün de 2030 a doğru hızlandırıldığı söylemi G 20 toplantısı sonunda üst yönetim tarafından açıklanmaktadır. Ülkemiz hızla ilerleme sürecinde de şimdi de Küresel ve finansal değişim de eğitim ve bilinç eksikliği olan toplum olarak sınıfta kalmış vaziyettedir. Türkiyemizde Arap Şeriat kurallarının uygulandığını gözlemlemekteyiz. Bu durum EĞİTİME ve ÖĞRETİME verilen önemin yitirildiğini göstermektedir; çünkü çocuk dünyaya gözlerini açtığında saf masum iken aile ve çevre ile öğretime başlayıp gelişme aşamasını tamamlar. İlköğretimle başlayan hem eğitim hem öğretim, çevre etkenleri ile de şekillenen yapısı gelişir. Toplumsal hayata katılmaya ve üreterek sorumluluklarını yerine getirmeye başlar.
Sağlıklı bir gelecek Sağlıklı Nesillerle elde edilir. “Sağlıklı Nesiller Derneği” kurucu ve emekçileriyle karşılaştığımda “Sağlıklı Nesiller İçin Çalışma konusuyla ilgilenir misiniz?” denildiğinde, cevabım: “Sağlıklı Nesiller yetiştirmeye çalışmak isterim. Sağlıklı Nesillerin istihdamını arttıracak finansal çalışmaların olması gerektiğini de” belirttim.
Birlik ve beraberlikle yapılan her çalışmayı takip edip kendimin ve sektörel paydaşların gelişmesinde STK çalışmalarının da katkısını gözlemleyerek işbirliği yaptım..Sağlık Bakanlığında zamanla Sosyal Dönüşüm aşamasında Ekip olabilmek için sağlam temelleri atılmayan hiçbir toplum Sağlıklı nesil inşa etmeyeceğini gördük.
Türkiye’mizin önünü açarken lütfen İlim, Bilim ve Alim ve Siyaset Elçileriyle , STK‘larımızın Halkın beklentilerine cevap veriniz. Demokratik gelişim sürecinde her bireyin Kültürel Gelişimini Devlet güvencesiyle sağlanabilmelidir. 2023’e kadar temellerimizi Sağlıklı Toplum İnşasıyla atalım. 2030’a da arzu edilen Küresel Değişim için hazırlanan çalışmalar neticelerini vermeye başlayacaktır.
Önümüzde Sağlıklı Toplumu İnşa Etmek gibi zorunluluğumuz vardır.; çünkü halledilmeyen sorunlar birikir. Anayasalarımızda eksik ve değişimden uzak yapı mevcuttur.. Çıkar gruplarının ihlâl ve tacizine maruz bırakılan kamu çalışanları, siyasetçilerin de ihlâl çıkarlarının aleti haline sokulmuştur.
Siyaset gruplarını ve ülkemizi ele geçirmek isteyen darbeciler, DARBE Girişimi ile ülke ve insanlarımızın 30 yılını çalarak ülkemize büyük kötülük yapılmıştır.
Bizler Orta Asya’dan gelen Türk Boyları olarak Türkiye de Beylikler ve Osmanlı Devletinin yerleşimiyle bu topraklarda kardeşlik birliğiyle yüzyıllardır yaşıyoruz. Osmanlı Devletinin çökertilme aşamasında Atatürk ve ekibi Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan güzel yurdumuzu Kurtuluş Savaşıyla her türlü işgalden kurtarmıştır.
“Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım” diyen Türkün damgasını tarihe vurmuştur. Atatürk Kayseri’de 1 Kasım 1928 de Harf Devrimiyle okuma yazma seferberliğine başlamıştır. Atatürk “Eğer Curhurbaşkanlığını almasam Milli Eğitim Bakanı olmak isterdim.” ve “Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı bir eğitime, eğitim ise de ÖĞRETMENE dayalıdır.” demiştir. 24 Kasım Öğretmenler Günümüzü kutlar, tüm yurdumuzda Eğitimin parasız hale getirilmesini temenni etmekteyiz. Eğitim tüm yurt geneli her vatandaşın alması gereken hak olup, paralı hale gelmesi tamamiyle ulaşılamaz konumuna getirilmesini sağlamıştır; çünkü geçim yüküyle, ülke içindeki son yaşanan olayların toplum üzerindeki etkileri ve mülteci sorunuyla ezilen halkımız para ile verilen eğitim çitini atlayamaz hale gelmiştir. Hayat boyu eğitim ve öğretinle gelişecek olan her birey vasat standartlar içinde yaşamaya mahkum edilmektedir. Tabii ki ihlaller ve cehalet kapıyı çalmıştır.
Bu yüzdendir ki eğitim parasız olup, her vatandaşın 70 inde bile alabileceği hayat boyu olmalı, öğretmenlerimizin ücretleri ise kurs vermeyecek şekilde takviye etmelidir. Çağın gereği olan en güzel yatırım insana yapılan yatırım ve gelişimdir.